Hayat çok garip birşey gerçekten...Bir an geliyor herşey ters gidiyor, hiç düzelmezmiş gibi geliyor...Sonra düzeliyor ama çok düzgünken bile karmaşık, yorucu...Neyse işte bu günlerde fazla sıkıntıdayım cidden. İş arama, görüşme durumları gerçekten çok zormuş. İşler ciddiye binince, hele bir de birkaç yerden olumlu olma durumu olunca seçimler gerçekten çok büyük yük oluyormuş insanın omzuna.
Burada bir fabrikayla görüştüm. Sağolsunlar ilk görüşmem üç buçuk saat sürdü..Gayet güzel bir özgeçmiş formu ile başlayan görüşme, ardından gelen 5 adet kişilik testi ile nereye gittiği bilinmez bir hal almaya başladı. Kişilik testlerini de oldum olası sevmemişimdir. Soruya bak: Genelde ........ bir yapım vardır. a)girişken b)sabırlı c)hırslı d)asabi
Ne diyeyim şimdi ben buna...Bundan daha beterleri de var tabii.İşte böyle yaklaşık 300 soru cevapladıktan sonra içeri bir kadın girdi elinde pembe kodlama kağıtlarıyla...Dı dı dı dııım...Yetenek sınavııı! Evet matematik ve zeka sorularıyla bezeli bir yetenek sınavıı...
O da bitti...Ama arkasından kişilik envanteri çıkarttılar..O da mı bitti...Aaa hadi bi de üstüne yarım saat mülakat...Bunların hepsini atlattım ya; 2 gün geçti bu sefer de bi dil kursuna yolladılar seviye belirleme sınavı için...Artık sınavda tansiyonum düştü, yapamadım bişey valla. Orta halli çıkarttırabildim ancak ingilizceyi. 2 gündür de ses yok, bakalım ne diyecekler. Başka yerler de var, artıları eksileri hepsi düşünülünce geceleri uyunmuyor işte iki haftadır...
Çok bilinçsizim, çok karmaşığım, çok dağılmış durumlardayım anlayacağınız...Şans dileyin bana nolur...
29 Nisan 2010 Perşembe
iş görüşmeleri, karmaşıklıklar...Puff
Gönderen peri.susamurum zaman: Perşembe, Nisan 29, 2010 3 yorum
15 Nisan 2010 Perşembe
hayat...nefes...
Geçen hafta yeni bir nefes girdi hayatımıza...Küçük, miniminnacık bir kız...İkinciye teyze oldum, herkes daha çok 'darısı başına' demeye başladı...Ben de 'öyle öyle siz de haklısınız' diye cevap verip geçiyorum...
Küçük minicik gözlerini açtı İlayda bebek, hep sıcak bir koyun istiyor, güven istiyor...Kimbillir ne kadar güvenli ve huzurlu bir yerdeydi aylardır...Ağlıyor hiç susmadan, nedir derdi bukadar diyorum..Sonra düşünüyorum da kim bu karmaşaya balıklama dalıp da ağlamaz ki...
İş başvuruları ve görüşmelerine başladım buarada bakalım neler olacak...
Hayat sürekli ilerliyor gerçekten...Yeni şeyler öğreniyoruz, yeni sorumluluklar alıyoruz, hiç durmadan da nefes alıyoruz...
Birisinin dediği gibi 'yaşamakla iyi iş çıkartıyoruz'...Gerçekten de öyle!
Gönderen peri.susamurum zaman: Perşembe, Nisan 15, 2010 6 yorum
Etiketler: hayat, ilayda, iş görüşmeleri, nefes
11 Nisan 2010 Pazar
Bahçıvan olmak...
İnşa etmeyi seçenlerin işi yıllarca sürebilir, ama günün birinde yaptıkları inşaat biter. O zaman kendilerini kendi ördükleri duvarların içine hapsettiklerini görürler. İnşaat durunca yaşam anlamını yitirir.
Diğerleri ise toprağı ekerler. Fırtınalara, mevsimlerin getirdiği bütün çetin koşullara göğüs gererler ve hemen hemen hiç dinlenmezler. Ama yapının tersine, bahçenin gelişip büyümesi hiç bitmez. Bahçe, bahçıvanın sürekli ilgisini, dikkatini, bakımını gerektirirken bir yandan da yaşamını büyük bir serüvene dönüştürür.
Bahçıvanlar her zaman birbirlerini tanırlar; çünkü her bitkinin tarihçesinde bütün Dünya'nın gelişiminin yattığını bilirler.
P. Coelho
Gönderen peri.susamurum zaman: Pazar, Nisan 11, 2010 1 yorum
Etiketler: bahçıvan, inşa etmek, Paulo Coelho, seçim
5 Nisan 2010 Pazartesi
Dengesizim, tatsızım, hastayım, sanırım....
Ne kadar dengesiz bir kadın olduğumu, her geçen gün daha da açık farkediyorum artık...Herşeyden zevk alan ben; birkaç gündür neredeyse nefes alamıyorum...Sanırım fiziksel olarak pek iyi olmadığım bir dönemdeyim ve psikolojimi de altüst ediyor bu durum. Artık hiç ama hiç geçmeyen baş ağrılarım hayatımı altüst ediyor...Daha bir sürü sağlık sorunu ve çözüm bulmak için kendine zaman ayırması gereken ama bunu düşününce bile kendi kendine gülen bir ben varım kendimle...Kendime başarılar diliyorum ve ne gerekiyorsa onu yapmaya devam ediyorum...Haydi kalın sağlıcakla...
Gönderen peri.susamurum zaman: Pazartesi, Nisan 05, 2010 1 yorum
27 Mart 2010 Cumartesi
Koşulsuz mutlu olmak gerek belki de...
Önceden de dediğim gibi, zor sayılabilecek bir dönemi atlattım ama tatil kavramım sıfırın altında seyrediyor...Daha da yoğun zamanlar geçiriyorum..
Olumsuz iş görüşmesi, çılgın koşuşturmalar, zorunluluklar bla bla bla...Ama tüm bunların içinde, neden olduğunu tam kestiremediğim bir şekilde huzurluyum, mutluyum ve en başta hayatımda stres istemiyorum artık...Herşeyden başka birşey öğrenmek istiyorum, istediğim gibi gitmeyen olaylarda istemediğim şeklinin tadını çıkartmak, ondan da mutlu olmak istiyorum...Şikayet etmek istemiyorum, kimse şikayet etmesin istiyorum...Herkes yaşadığı an için mutlu olsun istiyorum...
Polyanna mı?..Evet evet rüyama girdi sanırım ama ben rüyalarımı pek hatırlamam...Polyanna yada başka birşey işte...Kuantum fiziğinin kurallarını kabul edip bir de Budizm'e bulaşıp, niyetle hayatı yönlendirme aşamalarına gelmeyi bekliyorum :)
Belki de herkese bir çocukla vakit geçirmek gerekiyordur biraz...Onunla oyunlar oynamak, koşulsuz mutluluğunu paylaşmak terapi etkisi yapıyor olabilir...Gerçekten kafama takmak istemiyorum ayrıntıları...Büyük de olsalar...Herkesden bunu beklemek hata belki...Benden çok daha büyük dertleri olanlar vardır mutlaka...Ama mutsuzluk en büyük dert sanırım...Bana göre...
Siz neyi tercih edersiniz bilmiyorum ama ben ne akıyorsa önümden ondan içip serinlemek, temiz bahar havasını içime çekmek istiyorum...
Gönderen peri.susamurum zaman: Cumartesi, Mart 27, 2010 4 yorum
23 Mart 2010 Salı
Uff Puff Çok Yoğunuuuum...
Uzuun aradan sonra merhabalar...
Blog umu gerçekten çok ihmal ettim biliyorum ama çok ama çok yoğunum. Bir taraftan teyzelik görevlerimi sonuna kadar yerine getirip ablama yardımcı olmaya çalışıyorum ve benim 'teyze delisi' yeğenim sayesinde internete girmeyi geçtim yaşamsal aktivitelerimi gerçekleştirmeye bile pek fırsatım olmuyor...
Bu arada da mezun oldum ama işler hiç de kolaylaşmadı. Yoğun bir şekilde iş başvuruları yapıyorum ve bu hafta bir görüşmem oldu, öğrencilik gibi hiç değilmiş onu yakından gördüm :) Çok rahat ve iletişim kurabilen birisiyimdir fakat 2. mülakatta resmen dilim tutuldu, kendimden hiç beklemeyeceğim kadar iletişimsizdim ve doğal olarak olumsuz sonuçlandı :(
Ama pes etmek yok...Yeni mülakatlar beni bekler değil mi? :) Eskisi kadar sık olmasa da yine buraya yazacağım...Kafam ve bedenim biraz daha huzurlu olursa eminim daha rahat olacak...Kendine iyi bak blog!!
Gönderen peri.susamurum zaman: Salı, Mart 23, 2010 3 yorum
Etiketler: iş başvurusu, mülakat, teyzelik, yoğun
3 Mart 2010 Çarşamba
Bitti evet bittiii :))
Bir süredir ortalarda yoktum...Heyecan ve koşuşturma vardı ama şimdi en azından biraz olsun rahatlamış olarak yazıyorum...
Yüksek lisans bittiiii :D
Çok rahat ve güzel bir savunma sınavı geçirdim ve yüksek mühendis oldum...Boyum uzadı mı? Savunmada topuklu ayakkabı giyince uzadı evet :))
Bakalım darısı yeni başlangıçlara ve bitişlere...
Gönderen peri.susamurum zaman: Çarşamba, Mart 03, 2010 6 yorum
Etiketler: bitti, yüksek lisans